10 Temmuz 2008 Perşembe

Perfinya


Nasıl dünyada sadece kötü insanlar yoksa Galaksus’ta da sadece yayılmacı başka gezegenleri sömürmek isteyen Galaksuslular yok. Perfinya ve onun gibi birçok isyancıda, hayal gücünün enerji olarak kullanılmasına karşı eylemciler.
Kendi gezegenlerinde isyancı olan Perfinya ve arkadaşları, dünyalı ve bizim çocuk karakterlerimiz için birer iyilik meleği. Kocatüfek ailesinin çocuklarını işgalci ve sömürgeci uzaylılara karşı, korumak isteyen Perfinya onlara yardım etmeye çalışıyor.
Cenk ve Ayşe kimi zaman bilgi kimi zamanda, onlara yardımcı olacak gelişmiş teknolojiye sahip dönüştürücü (Sihirli asaya denk gelen bilimsel araç) temin ediyor.
Ona göre gizlice değil dostluk ve barışla her şeye çözüm bulunabilir. Buna inandığı için Cenk ve Ayşe’ye yardım ediyor. İşgalci Galaksus hükümeti kadar güçlü kaynakları olmadığı için, somut olarak gelemiyor görüntü şeklinde görünüyor zaman içerisinde çocuklara hayal gücünü kullanarak yolculuk yapmayı öğreterek, Galaksus’ta birebir görüşüyor kendi de onların yanına gelebiliyor.
İyi niyetli, yardım sever bir uzaylı. Tüm evrene barış getirmek istiyor. Zaman içerisinde Santor ona âşık olacak.

Santon


İki uzaylımızın ilki olan Santor, ufak tefek ve liderlik özelliklerine sahiptir. Amacı bu görevi başarı ile tamamlayıp gezegeni Galaksusta haklı bir şöhret ve üne kavuşup. Başkan Vektor’un yerine başkan olmaktır.
Santor kendi uzaylı standartlarında, akıllı ama çabuk öfkelenen bir uzaylıdır. İnsanların hayal güçlerini elde etme planları yaptığı her plan, komşusu olan Kocatüfek ailesinin çocukları ve kendi gezegeninden Perfinya isimli güzel Galaksuslu kız tarafından bozulacak. Planları bozuldukça üzerindeki baskı daha da artacak ve bu yüzden, daha fazla hata yapacaktır.
Garoks’un yaptığı hatalar yüzünden planları hep bozuluyor. Garoks’a karşı tahammülsüz ve öfkeli onu hiç ciddiye almıyor doğru söylese bile onu dinlemiyor.
En büyük yardımcısı, animasyon robotumuz Traktor. Onun yardımı ile dünyayı ve çocukların hayal gücünü ele geçirmeye çalışıyor.
Dünyada kaldıkları dönem boyunca kimliklerini gizlemek için önce serbest meslek diyorlar ama zaman içinde bir iş yapıyor görünmek için çeşitli işlere girip çıkacaklar, bu yüzden de başlarına gelmeyen kalmayacak.

Groks


İki uzaylımızın iri yarı ve saf olanı Garoks. İstemeye istemeye bu görevi kabul etmiş, kötülerin safında yer alır gibi görünüyor ama çevreci ve tüm canlıların yaşama hakkına inanıyor. Çocukların hayal güçlerini çalmak istemiyor. Ahlaklı bir uzaylı diyebiliriz.
Santor’un tersine dünyayı çok sevmiş, keşfetmeye bayılıyor. Zaten bir çok aksilik onun keşfetme merakı yüzünden başlarına geliyor.

Dünya’da en sevdiği şey yiyecekler, yemek yemeye bayılıyor. Sadece yemekleri değil, eşyaların, doğadaki ağaç çiçek benzeri her şeyin tadına bakıyor yemeye kalkıyor. Obur bir uzaylı.
Çocuklarla tanışınca onlara hayal güçlerine hayran kalıyor, çünkü kendi gezegenlerinde bütün Galaksusluların hayal güçleri enerji olarak kullanılmak üzüre çekiliyor sadece belli bir azınlık hayal gücü sahibi. Bu yüzden çocukların hayal gücüne büyük saygı duyuyor.
Biraz tembel ve uykucu bir uzaylı Garoks her fırsattı dinlenmek ve uyumak için kullanıyor.

Traktor


SESLENDİREN : Naci TAŞDÖĞEN

Uzaylılarımızın yardımcısı, animasyon robot. Traktor onların merak ettiği her şeyi araştırıp onlara bilgi veren. İhtiyaçları olduğunda onlar için her türlü alet edevat ve teknolojik desteği veren bir robot.
Onun için uzaylıların alet edevat çantası diyebiliriz. Bir robotta olması gerekmeyen tek şey olan duygu onda var. Takılan duygu çipi ile insana ait duyguları anlıyor ve üzerinde taşıyor. Bu yüzden kalbi kırıldığında, Santor ve Garoks’un hayatını daha da zorlaştırıyor.
İnatçı bir robot olur mu demeyin Traktor inatçı bir robot. Aynı zamanda da biraz sinsi, her şeyi Başkan Vektor’a rapor ediyor.

Vektor


Galaksus gezegenin başkanı ve Santor ve Garoks’un görevini yakından takip edip kontor ediyor.

Emperyalist bir uzaylı, kendi gezegeninin, dışında hiç bir gezegenin geleceğini düşünmüyor. Ona göre Dünya’lılar zaten gezegenlerinin kıymetini bilmiyorlar onun için, her türlü sömürüye layıklar.

Koltuğu sallantıda gezegeninde yaşanan enerji sıkıntısı nedeniyle o da bu göreve çok önem veriyor. Dünyadan elde edilecek, hayal gücü onun başkanlığını daha da sağlamlaştıracak. Bu yüzden Santor ve Garoks’un, her adımını takip ediyor.
Sadece takiple de yetinmemiş içlerine, Traktor’u yerleştirmiş.

Kraliçe Tara

Galaksus’un Başkan Vektor’dan önceki yönetici Kraliçe Tara, Vektor’a rağmen Galaksus’u korumaya çalışıyor. Vektor’un dünyalılara da zarar vereceğini anlayan Kraliçe Tara onları korumak için Prenses Perfinya’dan yardım istiyor.

Cenk


9-10 Yaşlarında, Kocatüfek ailesinin büyük çocukları. Gökyüzüne ve yıldızlara hayran, ilerde Astronom olmak istiyor. Evrende yanlız değiliz takıntısı var. Devamlı Uzaylıları araştırıyor.
Ailesini bu evrende yanlız değiliz takıntısıyla bezdirmiş. Gerçekten üst katlarına iki uzaylı taşınınca Ailesini bu konuda bir türlü ikna edemiyor.
Akıllı bir çocuk, okulun bilim klübü başkanı. Yakın arkadaşları ile birlikte, Santor ve Garoks’un çocukların hayal güçlerinin peşinde olduklarını anlayacak ve onların planlarını bozmayak için elinden gelini yapacak.
Çalışkan biraz büyümüşte küçülmüş bir çocuk.

Ayşe


7-8 Yaşlarında, çok sevimli bir kız çocuğu. Evin şirinlik muskası. Sevimliliğini kullanarak evdekilere her istediğini yaptıran şirin bir çocuk.

Her hafta bir şey (Şarkıcı, Kuaför, Dansöz, Doktor) olmaya karar veriyor ve ona uygun ünlüleri seçip onlar gibi olmaya çalışıyor.
Abisi ile birlikte üst kattakilerin uzaylı olduğunu öğrenince ona yardım ediyor. Abisinin en büyük yardımcısı haline geliyor.
Çok süslü ve renkli o yaştaki her kız çocuğu gibi Pembe ve Mor düşkünü. Biraz büyümüşte küçülmüş. Küçük olmanın verdiği avantajla biraz şımarık bile diyebiliriz.
Abisinin tam tersi derslerinde hiç başarılı değil, abisine ödevlerini yapma karşılığında yardım ediyor.

Emel


30-35 Yaşlarında, Mimarlık yapan bir kadın. Hayal gücü ve yaratıcılık gerektiren, bir mesleği olduğu için o da uzaylılar Santor ve Garoks’un Potansiyel hedefi durumunda.
Bakımlı, güzel ve şık giyinen bir kadın. Varlıklı bir aileden geliyor. Planlı ve programlı.
Yoğun bir iş kadını, proje dönemlerinde çok yoğun ve stresli oluyor. Çocukları ile fazla ilgilenemiyor. Bu yüzden Annesi’nin eleştirilerine maruz kalıyor.

Murat

35-40 Yaşlarında, güzel sanatlar fakültesini bitirmiş, bir ressam, bir resim galerisini idare ediyor.
Çalışma saatleri daha serbest olduğu için genellikle çocuklarla ilgilenen o oluyor. Ama eşinin tersine kuralları çok umursamıyor ve evin iyi polisi.
Çocuklar bir şey için izin istediklerinde babalarına gidiyorlar. Resam ama yaptığı resimleri bir türlü satmaya kıyamıyor. Çocuk hikaye kitaplarını resimlendiriyor aynı zamanda.
Hareketli ve idealist bir adam. Paraya önem vermiyor. Bu yüzden de yaptığı işler çok para getiren işler değil.
Çocuksu bir adam hala çocuksu özelliklerini kaybetmemiş. Düşünmeden hareket edebiliyor. Bu yüzden karısı ile arası açılıyor. Ama her seferinde ne yapıp edip karısının gönlünü almayı başarıyor.
Sanatçı olduğu için onunda hayal gücü çok yüksek bu yüzden o da potansiyel tehdit altında. Santor ve Garoks’un araştırmalarına hedef olmaktan kurtulamıyor.

Sabri

40-45 Yaşlarında, Kocatüfek ailesinin ev sahibi ve Murat’ın çalıştığı resim galerisinin sahibi.
Süzme kıro sonradan görme. Komplekslerini kapatmak için parayı kullanıyor. Ev sahibi ve işverenlik avantajı ile Kocatüfek ailesini kendileri ile dostluk ve arkadaşlık etmeye bir nevi zorluyor sayılabilir.
Teklifsiz geliş gidişler, zoraki yemek davetleri. Özünde iyi niyetli ama cahilliği nedeni ile patavatsız ve biraz kompleksli bir tip. Altın semeri olan bir eşşek diyebiliriz.
Her şeyin çözümünü parada arayan, alaturka bir adam. Bir galeri sahibi olmuş ama sanatın ‘s’ sinden anlamıyor. Onun hobileri futbol ve para harcamak. Entellektüel keyiflerden ışık yılı uzaklıkta bir adam.

Dağdagül

İsmi Dağdagül ama o sadece Gül’ü kullanıyor. O da eşi gibi sonradan görme bir kadın. Aşırı renkli ve frapan giyim tarzı bunun en büyük göstergesi.
Eşi gibi Kocatüfek ailesinin dostluğundan ve arkadaşlığından memnun. Eşinin galerisinde çalışması nedeniyle oda sanki bu aileyi kendi çalışanları gibi görüyor.
Çabuk sinirlenebiliyor. Sinirlendiği zaman, para harcamadan kendine gelemiyor. Devamlı Kocatüfek ailesine hediyeler alıyor.
Kabul etmek istemediklerinde kızıyor. Öfke krizleri geçirip. Kocasının başının etini yiyor.
Tam bir trend kadını, trendi ne varsa yapıyor, plates ise plates işin komiği bunlardanda anlamadığı için. Emel’i peşinden sürüklüyor. Emel yanındayken kendini güvende hissediyor.
Sürekli diyette ama bir gram veremiyor.

Osman


Şanlı ailesinin oğlu, Cenk’ile yaşıt ve onunla birlikte aynı okula gidiyor.
İri yarı ve obur bir çocuk. Sebze yemekten ve ders yapmaktan nefret ediyor.
Annesi ona sürekli rejim yaptırmak istiyor ama annesi gibi oda rejim yapamıyor. Güç takıntısı var. Bunun için karete vb. Dövüş kurslarına gidiyor ama bir iki gün sonra bırakıyor çünkü zor geliyor. Ama her fırsatta Cenk’i güreşip tuş etmeye çalışıyor.
Herşeyin hazır ve kolayına alışmış babasına aldıramadığını annesine aldırıyor. Bir çocukta olmasını istediğimiz, negatif duygu ve tavırların temsilcisi gibi.

İpek


Şanlı ailesinin Ayşe ile yaşıt kızı. Annesinin büyümüşte küçülmüş kopyası gibi. Yaşı küçük olmasına rağmen makyaj kıyafet takıp takıştırma hepsi onda.
Daha şimdiden markaya takmış durumda. Markasız hiç bir şey giymiyor aldığı oyuncak bebekleri bir iki gün içinde, çöpe atıyor. Bir giydiğini bir daha giymiyor.
Arkadaşlarını ne kadar oyuncağı olduğu yada giyiminin nasıl olduğu ile belirliyor. Ayşe ile arası iyi değil bir türlü anlaşamıyorlar.
Biraz kötü kalpli bir kız, Ayşe’yi oyuncakları ile satın almaya çalışsada Ayşe buna yanaşmıyor. İki ailede bu iki küçük kız arasındaki çekişmeyi idare ediyor.

Hakan

Murat’ın resim galerisindeki yardımcısı Hakan, Güzel Sanatlar bölümü öğrencisi. Ev arkadaşları ile sorun yaşayınca kalacak başka bir yeri olmadığı için galeride kalmaya başlayacak. Daha sonra çocuklara da bakmak için Kocatüfek Ailesinin evinde misafir olacak. Zaman içinde Prenses Perfinya ile aşk yaşayacak.

Florinya

Florinya Galaksus’un tekrar mutlu ve barış dolu günlerine dönebilmesi için savaşan ve halkının hayal gücünü sömürerek enerji elde eden Vektor’a karşı direnen bir Galaksuslu…Perfinya’nın en yakın arkadaşı ve yardımcısı. Cesur ve savaşçı… Vektor’a karşı Kraliçe Tara’nın yanında yer alan Florinya, Perfinya’nın dünyaya gidebilmesi için ona yardımcı olacak…

25 Haziran 2008 Çarşamba

-Güneş Sistemi-

Güneş Sistemindeki Gezegenlerin Özellikleri

1. Bütün gezegenler elips şeklinde bir yörüngede hareket ederler. Hızları ve yörünge uzunlukları farklıdır. Yörüngeleri birbirleri ile kesişir.

2. Gezegenler hem Güneş etrafında hem de kendi ekseni etrafında dönerler.

3. En küçük gezegen Plüton, en büyük gezegen ise Jüpiter’dir.

4. Güneş'e en yakın gezegen Merkür, bilinen en uzak gezegen ise Plüton’dur.

5. Dünya’ya en yakın gezegen Venüs’tür.

6. Dünya’nın 1, Mars ve Neptün’ün 2, Uranüs’ün 6, Satürn’ün 10 ve Jüpiter’in 12 uydusu vardır. Merkür ve Plüton’un uydusu yoktur.

7. Güneş'e yakın olan gezegenler daha
hızlı, uzak olan gezegenler ise daha yavaş hareket ederler. Uzak olan gezegenlerin yörüngeleri daha uzun olduğu için Güneş etrafındaki dönüşlerini daha geç tamamlarlar.

8. Bütün gezegenler hem kendi, hem de Güneş etrafında batıdan doğuya doğru dönerler.

9. Bütün gezegenlerin yörünge düzlemleri, Güneş'in ekvator düzlemi içinde yer alır.

10. Bütün gezegenlerin eksenleri ile yörünge düzlemleri arasında eğiklik vardır.

11. Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün gibi gezegenlerin yoğunlukları küçük gezegenlere göre daha azdır. Bunun nedeni büyük gezegenlerin bileşimlerinin daha hafif maddelerden oluşmasıdır.

Gezegenleri Tanıyalım.

Merkür

Güneş'e en yakın gezegen Merkür'dür . Ortalama Merkür-Güneş uzaklığı 57.9 milyon kilometredir . Merkür çok küçük bir gezegendir . 4878 kilometrelik çapıyla Güneş sisteminin en küçük ikinci gezegenidir . Yörüngesi Güneş'e yakın yakın olduğundan Merkür , gökyüzünde her zaman Güneş'e yakın olarak görülür . Yani Merkür'ü , yalnızca gündoğumundan hemen önce ya da günbatımından hemen sonra görebiliriz . Çıplak gözle Merkür , ufka yakın , parlak bir yıldız gibi görünür .Teleskopla bakıldığında ise Merkür'ün , tıpkı Ay'ın küçük bir kopyası gibi , ince bir hilalden tam bir diske kadar şekil değiştirdiği görülebilir . Güneş'e çok yakın olduğundan , gündüz vakti Merkür'deki sıcaklık 423 C 'ye kadar çıkar ; ama Güneş battığı zaman sıcaklığın -183 C'ye kadar indiği olur . Bazı uzmanlar Güneş'e bu kadar yakın olmasına karşın Merkür'ün yüzeyinde hala buz bulunabileceğini düşünüyorlar . Bu buz , gezegenin kutuplarına yakın bölgelerde bulunan derin kraterlerin dibinde gizlenmiş olabilir . Bu kraterler , diplerine güneş ışığının ulaşamayacağı kadar derin olabilirler . Dünya'dan teleskoplarla bakıldığında yüzey şekilleri açıkça görülemiyorsa da Mariner 10 adlı uzay sondası Merkür'ün atmosfer ve suyun bulunmadığı ölü bir gezegen olduğunu saptadı . Gezegenin kayalık yüzeyi tümüyle keskin kenarlı kraterlerle kaplıdır. Merkür'ün astronomlarca ilginç bulunmasının nedenlerinden biri de iç yapsıdır . Mariner 10 uzay sondasında bulunan araçlar ,yüzeyin altında ne bulunduğunu incelememizi sağladı .Sonuçta Merkür'ün ince kabuğunun altında büyük , metal bir çekirdeği olduğu anlaşıldı . Boyut ve ağırlık olarak Merkür'ün yaklaşık %70 'ini , çapı 3600 km'yi bulan dev metal çekirdek oluşturur. Oysa Sünya , Mars ve Venüs'ün çekirdekleri küçük , kabukları kalındır.
Venüs

Güneş'e en yakın ikinci gezegen olan Venüs , Güneş'ten ortalama uzaklığı 108 milyon kilometre olan bir yörüngede dolanır .Yılın belirli dönemlerinde güneş doğmadan hemen önce ya da battıktan sonra çıplak gözle rahatlıkla görülür .Pek çok kimse ona Sabah ya da AkşamYıldızı der.Yörüngesinde dolanırken Dünya'ya en yakın konuma geldiğinde Güneş ve Ay'dan sonra gökyüzündeki enparlak cisimdir .Işığı bazen gölgeler oluşturabilir .Dünyanın en güçlü teleskobuyla bile Venüs'ün üzerinde yüzey şekilleri görülemez . Bunun nedeni gezegenin yüzeyinin çok kalın bir atmosfer tabakası ile kaplı olmasıdır. Büyük bir kısmını karbon dioksitin oluşturduğu bu atmosfer öylesine yoğundur ki gezegenin yüzeyini büyük bir kuvvetle bastırır . Atmosferi nefes almaya uygun olmadığından , atmosferin çok yüksek basıncı nedeniyle ezilebileceğinden ve gökyüzünden yağan sülfürik asitten yanabileceğinden ,büyük olasılıkla hiçbir insan Venüs'ün yüzeyine ayak basamayacaktır . Venüs'ün parlaklığının nedeni de atmosferidir . Bulutlar dev bir ayna gibi davranarak Güneş'in parlak ışıklarını gerisin geriye uzaya yansıtır. Her ne kadar Güneş'e Merkür'den daha uzaksa da , Venüs daha sıcaktır. Bunun nedeni de ısının , bulutlarda tutulması sonucunda tıpkı serada olduğu gibi , sıcaklığın yükselmesidir. Bu nedenle bu etkiye sera etkisi adı verilir. Bilim adamları , insan yapısı gazların atmosfere karışarak aynı etkiyi Dünya'da da oluşturacağından endişe ediyorlar. Venüs çok yavaş döner. Hatta kendi çevresinde dönmesi (243 gün) , Güneş çevresinde dolanmasından (224 gün) uzun sürer. Bu nedenle bir Venüs günü , bir Venüs yılından daha uzundur. Venüs yalnızca yavaş dönmekle kalmaz , aynı zamanda Dünyamız ve diğer gezegenlerin dönüş yönüne ters yönde döner. Eğer Venüs'te olsaydınız Güneş'in batıdan doğup doğudan battığını ve gökyüzünde çok yavaş ilerlediğini görecektiniz. Venüs'ün lav kaplı yüzeyinde çok sayıda bulunan kraterler diğer gezegenlerdekinden farklı görünür . Venüs 'ün çok yoğun olan atmosferi , gezegene çarpan cisimlerin hızını azalttığı için , bu cisimler yüzeye daha düşük hızlarla çarpar ve daha alçak duvarlı kraterler oluşturular.

Dünya

Dünya , Güneş sisteminde üzerinde yaşam olan tek gezegendir. Ortalama 149.6 milyon kilometre olan Dünya-Güneş uzaklığı yaşam için çok uygundur. Bu uzaklık , Dünya'nın yüzeyinin , suyun sıvı halde bulunabileceği kadar ılık olması demektir. Eğer sıcaklık daha yüksek olsaydı su buharlaşabilir , daha düşük olsaydı donabilirdi. Aynı zamanda Dünya'nın solunabilir bir atmosferi vardır. Solunabilir atmosfer ve sıvı halde bulunan su , Dünya'da yaşamın ortaya çıkması ve gelişmesi için vazgeçilmez olan iki öğedir. Uzaydan Dünya'nın atmosferi , gezegenimizi saran mavi renkli ince bir tabaka olarak görünür. Atmosferde %77.6 oranında azot , %20.7 oranında oksijen bulunur. Atmosferin kalanını çok az miktarlarda bulunan diğer gazlar oluşturur. Dünya'nın atmosferindeki oksijen , tüm gezegenlerdekilerden çoktur. Yaşam için en önemli gaz oksijendir. Güneş ışınlarının bir bölümü Dünya'daki yaşam için zararlıdır. Ozon tabakası bir filtre görevi yaparak zararlı ışınları süzer. Bilim adamları , insan yapısı kloroflorokarbon (CFC) gazlarının ozon tabakasına zarar verdiğini ve kutup bölgelerinde ozon tabakasında incelmelr oluştuğunu saptadılar. Eğer bu gazların kullanımına son verilmezse , ozon tabakası daha da incelecek ve yeryüzüne ulaşan zararlı güneş ışınları nedeniyle kanser hastalıklarında artış gözükecek. Atmosfer tabakasının altında kabuk olarak bilinen ve üzerinde yaşadığımız katı bir yüzey vardır. Bu kabuğun bölünmüş olduğu küçük levhaların hareket etmeleri ve birbirlerini itmeleri sonucunda dağlar ve diğer yüzey şekilleri ortaya çıkar. Levhaların hareketleri depremlere neden olur. Dünya'nın , ortalama 376.284 kilometre uzaktaki yörüngesinde dolanan tek bir uydusu vardır. Latince adı Luna olan bu uydunun dilimizdeki adı Ay'dır. Dünya'nın kütleçekim kuvveti zamanla Ay'ın kendi ekseni etrafındaki dönüşünü yavaşlatmıştır . Ay'ın kendi ekseni etrafındaki dönme ve Dünya çevresindeki dolanma süreleri birbirine eşittir . İşte bu "eşzamanlı dönme" nedeniyle biz Ay'ın yalnızca bir yüzünü görürüz . Ay'ın arka yüzünü sadece uzay sondaları ve astronotlar görmüştür. Ay'ın kendisi nasıl oluşmuş olursa olsun , yüzeyindeki kraterlerin gökcisimlerinin çarpması sonucunda oluştuğunu bilyoruz. Ay'daki bazı kraterler Güneş sistemindeki en büyük kraterlerdir. Bunlardan bazılarını çıplak gözle bile görebilirsiniz . Bazı gökcisimlerinin Ay yüzeyine çok şiddetli çarpmalarından dolayı kabuk kırıldı , aşağıdan yükselen lavlar yayılarak yüzeyi kapladı . Sonradan soğuyup sertleşen bu lav ovaları karanlık renkleriyle hemen belli olur .Bu düzlüklere "deniz " adı verilir.
Mars

Dünya'nın yarısı büyüklüğünde olan Mars , Güneş'e yakınlıkta dördüncü gezegen olup bazı bakımlardan Dünya'ya benzer. Mars'ta da mevsimler vardır. Mars günü Dünya gününden yalnızca bir saat uzundur. Ama Güneş'e olan ortalama uzaklığı 227.4 milyon kilometre olduğundan yüzey sıcaklığı ortalama -28 C 'dir. Ayrıca bir Mars yılı 687 gün sürer. Çıplak gözle Mars parlak , kırmızımsı bir yıldız gibi görünür. Mars'ı yuvarlak bir cisim olarak görmek ve bazı yüzey şekillerini seçebilmek için teleskop kullanmak gerekir. Mars'ın teleskopla ilk gözlemleri 1659 yılında Huygens tarafından yapıldı. 19. Yüzyılda astronomlar , Mars yüzeyinde boyut ve parlaklıkları mevsimlere göre değişen karanlık ve belli belirsiz bölgeler gördüler. Bazı astronomlar bunu Mars yüzeyinde yaşam bulunduğunu kanıtlayan bitki örtüleri olarak yorumladılar. Mars'taki kayalık düzlükleri baştan başa kıvrılıp bükülerek geçen kurumuş nehir yatakları , Mars'ın ikliminin bir zamanlar daha sıcak ve atmosfer basıncının da suyun yüzeyde serbestçe akmasını sağlayacak kadar yüksek olsuğunu gösteriyor. Belki de bilinmeyen bir olay Mars'ın atmosferinin uzaya kaçmasına ve demirce zengin olan toprağın pas rengi almasına neden oldu. Asaph Hall 1877'de Mars'ın iki uydusunu keşfetti . Viking'lerden çekilen fotoğraflar bize daha ayrıntılı bilgi sağladı : 27 x 22 x 28 km boyutlarındaki Phobos , gezegenin yüzeyinden 6000 km yüksekte dolanıyor. Yüzeyinde derin çizgiler bulunan Phobos'un 5 km çapında ve Stickney adı verilen bir krateri var . Yüzeyden 20.000 km yüksekte dolanan Deimos'un boyutları ise 15 x 12 x 10 km. Bunların Güneş sisteminin başka bölgelerine ait oldukları ve Mars'ın kütleçekimine yakalanmış olabilecekleri düşünülüyor.
Jüpiter

Güneş sistemindeki en büyük gezegen olan Jüpiter Güneş'e yakınlık bakımından beşincidir. Jüpiter'de her şey büyüktür. 16 uydudan oluşan ailesiyle minik bir Güneş sistemine benzer. 143.884 km'lik çapı Dünya'nın çapının 11 katıdır. Jüpiter çıplak gözle bakıldığında parlak bir yıldıza benzer. Çok büyük olduğundan , küçük bir teleskopla bile açık-koyu renkli bulut şeritleri ve Büyük Kırmızı Leke görülelebilir. Çok küçük olan katı çekirdeği dışında minyatür bir Güneş gibi hemen hemen tümüyle gazdan oluştuğu için Jüpiter diğer gezgenlerden farklı gözükür. Jüpiter'e baktığınızda , kalın , çok katmanlı atmosferin yaklaşık 1000 km yükseklikteki bulutlarının üstünü görürüsünüz. Büyük bölümü hidrojen ve helyumdan oluşan bu atmosfer gezegeni gazdan oluşan bir okyanus gibi kaplar. Gezegenin içinden yükselen ısı da atmosferin alt katmanlarında şiddetli fırtınalar yaratır. En az 16 uydusu olan jüpiter'in büyük olasılıkla , keşfedilmeyi bekleyen başka uyduları da var. Bilinen uydulardan en büyük dördü , (Ganymede , Io , Callisto , Europa ) onları 1610 yılında keşfeden Galileo'nun adıyla Galileo Uyduları olarak bilinir. Çok daha küçük olan diğer uydular , yakalanmış asteroidler , hatta geçmişte parçalanmış bir uydunun kalıntıları olabilirler. İlk kez İngiliz astronom Robert Hooke tarafından 1664 yılında gözlenmiştir. Aşağıdan yukarıya doğru hızla yükselen maddenin yarattığı 8 km yüksekliğinde , 40.000 km uzunluğunda ve 14.000 km genişliğinde bir fırtınadır.Saat yönünün tersine dönen bu fırtına Jüpiter yüzeyinde hareket ederken saatte 500 km hızla esen rüzgarlarıyla önüne çıkan diğer fırtınaları yutar. Çoğunlukla kahverengi ya da kırmızı olan bu büyük fırtınanın zaman zaman pembeye dönüştüğü de görülür.
Satürn

Satürn , Güneş'e uzaklık sıralamasında altıncıdır. Jüpiter gibi Satürn'de neredeyse tümüyle gazdan oluşur. Kedi çapının beş katı çapa sahip olan çok güzel görünüşlü halkaları olduğu için Satürn'e Halkalı Gezegen denir. Satürn , çıplak gözle kolayca görülebilen en uzak gezegendir. Parlak , altın renkli bir yıldıza benzer . Gezegen diskini ya da halkaları görmek için bir teleskop kullanmak gerekir. Satürn'ün halkaları , aletleri oldukça ilkel olan eski astronomların aklını karıştırmıştı. Galileo 1610 yılında ilk kez teleskopla Satürn'e baktığında , sanki üçlü bir gezegen sistemiymiş gibi , her iki yanında birer uydu gördüğünü sanarak şaşırmıştı. İki yıl sonra ise uydular görünmez olmuştu. Satürn Güneş çevresinde dolanırken halkalarının açısının ve boyutlarının değiştiğini , aşağıya ya da yukarıya doğru eğildiklerini biliyoruz . Gezegene tam halka düzleminden , yandan baktığımızda halkalr görünmüyorlar . Aslında yok olmuyorlar , ama çok ince olduklarında onları göremiyoruz. Voyager uzay sondaları her ana halkanın binlerce küçük halkadan oluştuğunu buldu . Halkalara ad olarak harfler verildi. Bazıları örneğin F halkası , bükülmüş bir ip gibi dolaşık ve düğümlüdür. Bazıları da tam simetrik değildir. Halkalardaki parçacıklar , toz boyutlarındaki taneciklerden büyük buz bloklarına kadar değişik büyüklüklerdedir Voyager uzay sondaları aynı zamanda Satürn'ün parlak B halkasının içinde at arabasının tekerler çubuklarına benzeyen çubuklar keşfetti. Çubukların halkalardan halkalardan kopan tozlardan oluştuğu ve gezegenin manyetik alanı tarafından dönüş yönünde taşındığı düşünülüyor. Bu çubukları teleskopla görmeyi başaran astronomlar da var. Jüpiter gibi Satürn'ün de bazıları Dünya'dan görülebilen çok sayıda uydusu vardır . Güneş'ten çok uzak olmaları nedeniyle bunların çoğu sert buzdan oluşmuşlardır . Pek çoğunda dağlar ve vadiler bulunmasının yanında hemen tümümün yüzeyi kraterlerle kaplıdır.
Uranüs

Uranüs , 1781 yılında İngiliz astronom William Herschel tarafından bulundu. Daha önce iki kez gözlenmiş ama yeni bir gezegen olduğu anlaşılmamıştı. Uranüs'ün Güneş'ten ortalama uzaklığı 2 milyar 869 milyon kilometredir. Bu da gezegenin Güneş'e olan uzaklığının Dünya'nınkinin 19 katı olduğu anlamına gelir. Uranüs , Güneş çevresindeki bir turunu 84 yıldan biraz daha uzun bir zamanda tamamlar . En parlak dönemlerinde Uranüs çıplak gözle sıradan bir yıldız gibi görünür . Uranüs , Güneş çevresindeki yörüngesinde yan yatmış olarak döner, tıpkı yuvarlak bir varil gibi . Bu nedenle de zaman zaman her iki kutbu da bize doğru döner. Bu garip dönüşe , milyarlarca yıl önce dev bir göktaşının gezegene çarpması neden olmuş olabilir. Uranüs'ün halkaları 1977 yılında , astronomlar gezegenin arkasından geçen bir yıldızı gözledikleri sırada bulundu . Yıldızın ışığı beklenenden beş dakika önce sönükleşince yıldızın ışığını engelleyen bir uydu olabileceği düşünüldü . Aynı şey gezegenin diğer yanında da tekrarlanınca bunun bir halka sistemi olduğu sonucu çıkarıldı . Uranüs'ün beş ana uydusu vardır. Bunlardan ikisi olan Ariel ve Umbriel koyu renkli olup kraterlerle kaplıdır . Titania'nın derin , uzun vadileri vardır . Bunlardan Messina Chasmata'nın uzunluğu 1500 kilometredir . Çok sayıda kraterlerle kaplı olan Oberon henüz iyi gözlenmemiştir. Küçük Miranda ise 472 km çapında , hırpalamış , buzdan bir top görünümündedir.
Neptün

Uranüs gibi Neptün de 1846 yılında bir gezegen olduğu anlaşılmadan önce pek çok kişi tarafından gözlenmiştir. Matematiksel hesaplama sonucunda bulunmuş ilk gezegendir . Uranüs 'ün daha uzaktaki bir cisim tarafından çekilmekte olduğu anlaşıldıktan sonra pek çok kimse bunun ne olabileceğini araştırmaya başlamıştı . Plüton'un yörüngesi bazen Neptününkiyle kesişip onun içine geçtiğinden Neptün bu durumlarda Güneş'ten en uzak gezegen haline gelir. 1999 'a kadar Neptün bu konumunu korudu . Neptün konusundaki hemen hemen tüm bilgilerimiz , Voyager 2 uzay sondasının 1989 yılında gezegene yakın geçişi sırasında elde edilmiştir . Güneş'e yeşil ve tekdüze Uranüs'ten daha uzak olduğundan astronomlar mani Neptün'ün o kadar da ilginç olmayacağını düşünüyorlardı . Ama Voyager 2 , Neptün'ün Güneş sistemindeki en güzel gezegenlerden biri olduğunu gözler önüne serdi. Voyager 2 , Neptün'e ulaşmadan önce , Dünya'dan yapılan gözlemler sonrasında gezegenin bir dizi yay ya da yarım halkalarla çevrili olduğu düşünülüyordu . Uzay aracı beş tam halka buldu , ama halkalar o kadar koyu renkliydi ki ancak uzay aracının kameraları ile görülebiliyorlardı. Daha önceden görülüdüğü düşünülen yayın ise en dış halkadaki bir madde kümesi olduğu anlaşıldı . Neptün 'ün ana uyduları Triton ve Nereid 'dir . Triton olağandışı bir uydudur . 2705 km çapındaki uydu , Neptün 'ün çevresinde ters yönde dolanır . Yüzeyinin büyük bölümü parlak ve düzgündür . Güney kutbunda pembe renkli bir buz kütlesi olan uydunun ince bir atmosferi.
Plüton

Uranüs ve Neptün'ün , yörüngelerinin dışında bulunan bir başka cisim tarafından çekildikleri anlaşıldıktan sonra , uzun araştırmalar sonunda 1930 yılında Amerikalı astronom Clyde Tombaugh plüton'u buldu . 1978 ' de Plüton'un tek uydusu keşfedildi . Uydunun boyutları gezegene göre öylesine büyüktü ki , uydu ve gezegen ikili bir gezegen sistemi yani çift gezegen gibi duruyorlardı . Charon uydusu , Plüton'un bir fotoğrafını incelerken gezegenin uzamış bir görüntüye sahip olduğunu fark eden astronomlar tarafından bulundu . Sonraki gözlemlerle Plüton'un çok yakınında , çevresinde dönen bir uydusu olduğu kesinleşti.

4 Mayıs 2008 Pazar

sevimli kedicik


Çok sevimli bir kedi . Gözleri çok güzel.

sevimli kedicik

30 Mart 2008 Pazar

14 Mart 2008 Cuma

Güzeller Güzeli Nana ya Bakın Siz...

Babasını 17 yaşında kaybeden oyuncu İzmir’de, Konak Belediye Tiyatrosu’nda kursiyer olarak başladı.
Tiyatroyla o yıllarda tanışan Akın, daha sonra Müjdat Gezen Sanat Okulu'na girdi. İlk filmi olan Eltiler'de Fitnat rolüyle dizi hayatına başladı.
Daha sonra çeşitli dizilerde oynayan Evrim Akın, asıl ünü Avrupa Yakası adlı dizide buldu.
Canlandırdığı Selin Yerebakan karakterinin kullandığı 'Ohaaa falan oldum yani', 'kal geldi yaa' gibi cümleler yaygın olarak kullanıldı.

Bez Bebek






Oyuncaklar Ülkesi'nde yaşayan dünyalar güzeli bez bebek Nana, 100. yaş gününde gerçek bir insan olmayı diler. Fakat aşması gereken birçok engel ve zorlu günler onu beklemektedir.

Bez bebek Nana'nın macera dolu yaşamı, sıcak dostluğu ve komik dünyası, fantastik bir dizi olarak ekranlara geliyor.

27 Şubat 2008 Çarşamba

24 Şubat 2008 Pazar

YALan

Hani bensiz bir hiçtin
Nefes bile almak bile zor derdin
Ben senin her şeyindim
Yalan Yalan

Gözü görmez başkasını
Sen ve ben elmanın iki yarısı
Bir ömür boyu beraber
Yalan Yalan

Şimdi gördüm gerçek yüzünü
Na na na na na na

Güne açan çiçekler gibiyiz
Yalan yalan
Öyle saf ki sevgimiz
Yaaaalann
Ayıramaz bizi hiç kimse
Yalan yalan
Ölene dek beraberiz
Yalaaaann

Murat Boz:
Güne açan çiçekler gibiyiz
Hepsi:
Hı-hı Hı-hı
Murat Boz:
Öyle safki sevgimiz
Hepsi:
Yalaan
Murat Boz:
Ayıramaz bizi hiç kimse
Hepsi:
Hı-hı Hı-hu
Murat Boz:
Ölene dek beraberiz
Hepsi:
Yalaann

Nakarat

hani bensiz bir hiçtin (bir hiçtin,bir hiçtin...

üÇ KALP

Karar ver artık kimi daha çok sevdiğine
Kararsız olma sen üzme herkesi
Kalbinde kim var o mu yoksa ben miyim
Bilmek isterim yolumu çizeyim

Sen de üzgünsün bu hayattan hem de nasıl
Bir kalpte iki kalp nasıl yaşanır
İki kişi seven iki defa ölürmüş
Bir kalp yalnız bir kalbi düşünürmüş

Ah sen üzgün ah ben üzgün
O da üzgün yapma herkes de üzgün
Ah sen üzgün ah ben üzgün
O da üzgün yapma herkes çok üzgün

Gözler beni arar kalbin onu düşünür
Tercih yap sonra üç kalp birden ölür
Görülmemiştir böyle aşk inan dünyada
Ne biçim sevgi üç kalp bir arada

Sen de üzgünsün bu hayattan hem de nasıl
Bir kalpte iki kalp nasıl yaşanır
İki kişi seven iki defa ölürmüş
Bir kalp yalnız bir kalbi düşünürmüş

Ah sen üzgün ah ben üzgün
O da üzgün yapma herkes de üzgün
Ah sen üzgün ah ben üzgün
O da üzgün yapma herkes çok üzgün

Ah sen üzgün ah ben üzgün
O da üzgün yapma herkes de üzgün
Ah sen üzgün ah ben üzgün
O da üzgün yapma herkes çok üzgün



TİK TAK

Tiktak Tiktak Tiktak Tiktak Tiktak
Tiktak Tikdat Tiktak Tiktak
Geçiyor zaman beklemiyor
Aşk bir kez kaçınca geri gelmiyor
Koş zamanı yakala
Sakın ha yorulma
Geçmişe bakınca yarın gelmiyor
Sorularımı,acılarımı
Beni kuşatan anılarımı
Topladım birer birer
Sattım ah bir eskiciye
Ne kazandı üzülenler
Gözyaşı dökenler
Geriye bakıp da düşünenler
Kazanamaz asla bu koşuyu
Koş sakın ha ayağına bakma
Koş sakın ha yarıda bırakma
Nefesini tut,durma
Aramaktan korkma
Tiktak Tiktak
Geçiyor zaman beklemiyor
Aşk bir kez kaçınca geri gelmiyor
Koş zamanı yakala
Sakın ha yorulma
Geçmişe bakınca yarın gelmiyor
Sorularımı,acılarımı
Beni kuşatan anılarımı
Topladım birer birer
Sattım ah bir eskiciye
Ne kazandı üzülenler
Gözyaşı dökenler
Geriye bakıp da düşünenler
Kazanamaz asla bu koşuyu
Koş sakın ha ayağına bakma
Koş sakın ha yarıda bırakma
Nefesini tut,durma
Aramaktan korkma
Tiktak Tiktak
Geçiyor zaman beklemiyor
Aşk bir kez kaçınca geri gelmiyor
Koş zamanı yakala
Sakın ha yorulma
Geçmişe bakınca yarın gelmiyor
Tiktak Tiktak
Geçiyor zaman beklemiyor
Aşk bir kez kaçınca geri gelmiyor
Koş zamanı yakala
Sakın ha yorulma
Geçmişe bakınca yarın gelmiyor
Zaman zaman durma
İçimizden geç...
Zaman zaman durma
Kormuyoruz senden
Tiktak Tiktak
Geçiyor zaman beklemiyor
Aşk bir kez kaçınca geri gelmiyor
Koş zamanı yakala
Sakın ha yorulma
Geçmişe bakınca yarın gelmiyor...

Aşk sakızı

Seni sildim telefon defterimden
Adının üstünü hep karaladım
Yüzünü görmekten çok sıkıldım
Nereye gitsem peşimdesin sen

Üf üf sıktın artık
Sabrımı taşırdın artık
Sakız gibi yapıştın da
Tadını kaçırdın artık

Üf yeter üf üf yeter
Yoksa sen aşk sakızı mısın?

Ayrıldık sana anlatamadım
Kaçtım kaçtım kurtulamadım
Bir türlü silemedin aklından
Bıktırdın düşemedin yakamdan
Aşk sakızı mısın?...

Kaçırdın tadını kaçırdın(üf yeter Sıktın yeter)...
Kaçırdın tadını kaçırdın(üf yeter Sıktın yeter)...
Kaçırdın tadını kaçırdın(üf yeter Sıktın yeter)...
Kaçırdın tadını kaçırdın(üf yeter Sıktın yeter)...

Aşk sakızı mısın?

Ayrıldık sana anlatamadım
Kaçtım kaçtım kurtulamadım
Bir türlü silemedin aklından
Bıktırdın düşemedin yakamdan
Aşk sakızı mısın?... 3x

aşk sakızı mısın?

BRATZ


ÇOK GÜZELLER...

Bloom

Yaş: 16
Ülkesi: Yemyeşil Periülkesi
Güç Kaynakları: Enerjisini çiçeklerden ve bitkilerden alır.
Hoşlandıkları: Ormancılık çalışmaları, botanik deneyleri.
Güçlü Yönleri: Grubun en olgunu, son derece sorumluluk sahibi.
Zayıf Yönleri: Kendine güveni az.
Diğer Özellikler: Yatakhanede Bloom’un oda arkadaşıdır.

Flora sıcakkanlı bir kızdır, daima herkese yardım etmeye hazırdır: Bunu doğaya duyduğu sevgiyle de ortaya koyar.
Alfea yatılı okulunda da olgun ve sorumluluk sahibi bir öğrencidir: En büyük düşü, Büyülü Boyut’taki bütün bitki ve çiçeklere yardım etmek için büyülü gücünü nasıl kullanacağını öğrenmektir.
Flora’nın bu kadar duyarlı olması bazen onu utangaç ve çekingen hale getirir, çünkü kendine yeterince güvenmez… (“Duyarlılık,” Sihirli Burçların bir özelliğidir… Sihirli Burcunu bilmiyorsan, Bloom bunu öğrenmene yardım eder!) Ama Winx sayesinde, yeteneklerine inanmayı öğrenecektir.

Flora

Yaş: 16
Ülkesi: Yemyeşil Periülkesi
Güç Kaynakları: Enerjisini çiçeklerden ve bitkilerden alır.
Hoşlandıkları: Ormancılık çalışmaları, botanik deneyleri.
Güçlü Yönleri: Grubun en olgunu, son derece sorumluluk sahibi.
Zayıf Yönleri: Kendine güveni az.
Diğer Özellikler: Yatakhanede Bloom’un oda arkadaşıdır.

Flora sıcakkanlı bir kızdır, daima herkese yardım etmeye hazırdır: Bunu doğaya duyduğu sevgiyle de ortaya koyar.
Alfea yatılı okulunda da olgun ve sorumluluk sahibi bir öğrencidir: En büyük düşü, Büyülü Boyut’taki bütün bitki ve çiçeklere yardım etmek için büyülü gücünü nasıl kullanacağını öğrenmektir.
Flora’nın bu kadar duyarlı olması bazen onu utangaç ve çekingen hale getirir, çünkü kendine yeterince güvenmez… (“Duyarlılık,” Sihirli Burçların bir özelliğidir… Sihirli Burcunu bilmiyorsan, Bloom bunu öğrenmene yardım eder!) Ama Winx sayesinde, yeteneklerine inanmayı öğrenecektir.

Stella

Yaş: 17
Ülkesi: Solaria
Güç Kaynakları: Enerjisini güneş ve ay ışığından alır.
Hoşlandıkları: Güzel olan herşey, aşk büyüleri ve en son moda giysiler.
Güçlü Yönleri: Hayat dolu, iyimser.
Zayıf Yönleri: Tembel, okulu ve dersleri fazla ciddiye almaz, savurgan.
Diğer Özellikler: Güzellik konusunda son derece bilinçlidir ve Bloom’un yakın arkadaşıdır.

Stella, hayat doludur, ancak biraz bencildir ve kendine gereğinden fazla güvenir. Ancak Bloom’la tanıştıktan sonra kişiliğinin bu olumsuz yönleri biraz düzelecektir.
Stella, gezegeninden Alfea Peri Okulu’na ailesinin isteğiyle gelmiştir. Onlar kızlarının gerçek bir peri olmasını istemektedir. Ama Stella dersleri ve notları pek de önemsemez.
Stella, dersleriyle değil de giyimi ve görünümüyle ilgilidir. Her fırsatta zarafetini sergiler. (“Zarafet,” Sihirli Burçların bir özelliğidir… Sihirli Burcunu bilmiyorsan, Bloom bunu öğrenmene yardım eder!) Gösterişe meraklı ve çok hoş bir kız olduğunun bilincindedir.

Miusa

Yaş: 16
Ülkesi: Melodi Peri Ülkesi
Güç Kaynakları: Gücünü bütün müzik türlerinden almaktadır.
Hoşlandıkları: Müzik aletleri çalmak, gün içinde hayallere dalmak.
Güçlü Yönleri: Araştırma için doğal bir yeteneği vardır ve çok iyi bir gözlemcidir.
Zayıf Yönleri: Bazen çok sinirlenebilir.
Diğer Özellikleri: Tecna’nın oda arkadaşıdır ve grubun erkek Fatma’sıdır.

Miusa, müzik dinlemeyi çok sever, böylece günboyu düş kurabilir..
Müziğin gücü, Miusia’yı capcanlı bir kız yapar; her an patlamaya hazır gibidir. Ayrıca, en zor anlarında bile arkadaşlarını neşelendirmeyi başarır.
Bazen düşünceli de olsa, müzik sayesinde hep hareketlidir ve yepyeni fikirlerle doludur: Hemen fark edilen yaratıcılığı Winx’in zor durumlardan kurtulmasına yardımcı olur.

tecna

Yaş: 16
Ülkesi: Tekno Toz Peri ülkesi
Güç Kaynakları: Gücünü yüksek teknoloji ürünü olan herşeyden alır.
Hoşlandıkları: Bilim, bilgisayarlar, buluşlar.
Güçlü Yönleri: Mükemmeliyetçi, çok kararlı.
Diğer Özellikleri: Yarı androiddir.
Tecna, ilgi duyduğu alanlardan dolayı, daima kendini arkadaşlarından biraz farklı hissetmiştir: Ne de olsa, bilimden ve buluşlardan hoşlanmaktadır. Diğer kızlar boş zamanlarını eğlenceli uğraşlarla geçirmeyi severken, azimli ve kararlı bir kız olan Tecna, hep yeni şeyler keşfetmeye çalışır.
Belki duygusuz gibi görünebilir, ama bunun nedeni, onu daima arkadaşlarına bilgece öğütler vermeye yönelten müthiş sağduyusudur. (“Sağduyu,” Sihirli Burçların bir özelliğidir… Sihirli Burcunu bilmiyorsan, Bloom bunu öğrenmene yardım eder!) Arkadaşlarının yardımıyla, Tecna da içindeki duyguları keşfedecektir.

23 Şubat 2008 Cumartesi

Hannah&Miley

Miley Cyrus

Hannah Montana

4 Yüz

Jingle Box Müzik Yapım, yetenekli 4 genç ve taze yüzü bir araya getirerek “4Yüz” projesini oluşturdu. Yer aldıkları özel performanslar ve tv programları ile çoktan hayran edinmiş olan “4Yüz ”, kendileriyle aynı adı taşıyan ilk albümleri ile Türkiye’nin yepyeni grubu olarak müzikseverlere hem görsel hem de işitsel bir keyif sunmak için yola çıktılar. Yaklaşık 6 ay süren seçmeler sonucunda bir araya gelen Didem, Onur Gülnur ve İlkay, 1 yıllık sıkı bir çalışmanın sonucunda hem görsel hem de müzikal olarak birbiriyle uyum içerisinde olan keyifli bir grup haline geldi. Projenin prodüktörleri Temel Zümrüt ve Süleyman Yüksel. Albümün içinde yer alan 10 farklı şarkı farklı beğenilere hitap ediyor. İlk videokliplerini söz ve müziği Süleyman Yüksel’e ait olan “Dandini” isimli şarkıya çeken “4Yüz”, video klibin zengin görselliğinin yanısıra hem dans hem de solist performansları ile beğeni topladı.

Dilara Kurtulmuş

Doğum Tarihi:12-05-1998
Doğum Yeri: Avusturya

Oynadığı Diziler:

1-Selena (Nazlı)
2-Bir Dilim Aşk (Akasya)


Gizem Güven

Doğum Tarihi : 01 Ocak 1994
Eğitimi:ÖZEL Koza Koleji
Doğum Yeri:İstanbul


Oyuncu Olduğu Diziler (3)
Selena
Karekter:Leyla
Sihirli Annem
Karakter:Ceren
İki Arada Aşk
Karakter:Özge
Doğum Tarihi:31 Aralık 1993
(Kimliğe Göre:1 Ocak 1994)

Cansu Demirci

cansu demirci 25 nisan 1992 yilinda dogdu.yeni dönem dizi film oyuncusu. st.georg avusturya lisesinde halen okumakta olan demirci,cast33 ajansa bagli olarak çalismaktadir.ATV nin SELENA adli dizisinde selin karakterini oynamaktadir.

Sinem Kobal

Doğum Yeri : İstanbul
Doğum Tarihi : 14 Ağustos 1987

Sinem Kobal (d. 14 Ağustos 1987, İstanbul)
7 yıl bale yaptı. Şu aralar ise latin dansı yapıyor. İSTEK Vakfı Özel Acıbadem Lisesi'nden 2001 yılında mezun oldu. Şu anda Beykent Üniversitesi Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetimi'nde ikinci sınıf öğrencisi.

Billur Yazgan

Doğum Tarihi: 01.10.1985
Doğum Yeri: İstanbul
Burcu: Terazi
Eğitimi: İstanbul Üniversitesi/Dil Edebiyat ve M.S.M. Tiyatro Bölümü
Boy: 1.70
Kilo: 51
Oynadığı Dizi: Acemi Cadı
En Sevdiği Yemek: Spagetti
En Sevdiği Hayvan: Kedi ve Köpek
En Sevdiği İsim: Billur
Tuttuğu Takım: Takım Tutmuyor
En Sevdiği Çiçek: Gül
En Sevdiği Renk: Mor ve Yeşil

Tuğçe Taşkıran


28 mart 1988 doğumlu.Liseyi bitirdi.Bu yıl üniversiteye hazırlanıyor.Uluslararası finans okumayı düşünüyor.Küçükken reklamlarda rol aldı.Son 2 yılda bir başrolde olmak üzere 2 reklam filminde oynadı.İlerde eğitim alıp profesyonel olamyı istiyor.Dizide ve sinema filmlerinde oynamayı planlıyor.

Hobileri:

Korku filmi izlemek,arkdşlarıyla gezmek,alışveriş yapmak,yürüyüş yapmak onun en çok sevdiği şeyler.

modern dans,voleybol,bale,latin dansı eğitimi aldı.Vede şuanda karşı cinsin casuslarında program sunuyor...

22 Şubat 2008 Cuma

Eren Bakıcı

1984 te İstanbul'da doğdu. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuarı Bale Bölümünde orta öğretim ve liseyi bitirdi.Aynı okulda Modern Dans eğitimi görüyor. Atatürk Kültür Merkezi Çocuk ve Gençlik Balesinin sergilediği oyunlarda altı yıl boyunca rol aldı. Londra da Urdang Dance Academy de ve Budapeşte Dans okulundaeğitim aldı. Dans grubu ; Dans ; ile Çin'de Ülkemizi temsil etti. Reklam jingleları seslendirdi. Britney Spears ve Michel Jackson gibi dünya yıldızlarıyla çalışan Selatin Kara yla bir aylık workshop çalışması yaptı.Yıldızların altında müzikalinde sahne aldı.

Gülçin Ergül

1985 te İstanbul'da doğdu. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuarı Bale Bölümde o ortaöğretim ve liseyi bitirdi. Aynı okulda Modern Dans eğitimine devam ediyor. Atatürk Kültür Merkezi Çocuk ve Gençlik Balesi nin sergilediği oyunlarda yedi yıl boyunca rol aldı.Reklam jingle larıseslendirdi. Özel şan piyano ve Hip Hop dans dersleri aldı. ATATÜRK Kültür Merkezi Çocuk Korusunda yer aldı.